Bu calismada XVII. yuzyilda Salahi tarafindan, kaynaklarda kendisi ve eseri hakkinda herhangi bir bilginin bulunmadigi ancak Salahi'nin Gul u Bulbul'u araciligiyla varligindan haberdar oldugumuz Molla Gurbeti'nin Gul u Bulbul adli eserine ayni adla nazire yazilan eser konu edilmistir. Turk edebiyatinda Gul u Bulbul yazma geleneginin Dogu Turkluk sahasindaki oenemli oerneklerinden biri olan eser, Turk edebiyati acisindan oldugu kadar Turk dili tarihi acisindan da oenemlidir. Eser, dil oezellikleri bakimindan XV. yuzyil baslarindan XX. yuzyil baslarina kadar farkli Turk cografyalarinda etkisini kesintisiz olarak devam ettiren Dogu Turkcesinin (Cagatayca) Klasik Sonrasi Doenem (1600-1921) metinleri arasinda yer alir. XVII. yuzyildan itibaren metinlerde bir yandan klasik yazi dili oezellikleri goerulurken bir yandan da konusma dilinin yazi dili uzerindeki etkisinin giderek yogunlasmaya basladigi ve dilde yavas yavas yerel unsurlarin kendini goesterdigi bir gecis doenemi yasanir. UEzerinde calistigimiz metin de bu gecis doeneminin dil oezelliklerini tasimasi ve Dogu Turkluk sahasinin agiz boelgelerinin tespitine katki saglamasi yoenunden Turk dili tarihi arastirmalarinda oenemli bir yere sahiptir.