Bankacilik faaliyetleri, tum dunyada fon kaynaklarinin transferini saglama uzerine kurulmustur. Soez konusu faaliyetlerin gerceklesmesi icin bankacilik sistemine ve bankalara duyulan guvenin oenemi gun gectikce artmaktadir. 1980'li yillarin basinda liberallesme akimi ile bas basa kalan dunya finans sistemi nedeni ile bankacilik sektoeru de duzenleme ve denetleme reformlarina sahne olmus ve sektoerde hizli gelismeler yasanmistir. Bankalarin duzenleme ve denetlemesinin devlet tarafindan yapilmasi, bankaciligin her ne kadar oezel sektoer agirlikli bir yapiya sahip olsa da esasen kamu goezetimi altinda oldugunu goestermektedir. Kamu yarari teorisine goere, duzenlemeler kamunun buyuk kismini korumakta ve yararini goezetmektedir. Devlet, piyasa basarisizligi ve asimetrik bilgi sorunlari nedeni ile finans sektoerunu kontrol altinda tutan bir tutum icerisindedir. Bankalarin surekli denetime tabi olmasi, yasanabilecek panik havasi gibi oezel durumlarin oenune gecilmesi ve bankaya yatirilan fonlarin guvence altina alinmasi gibi oenlemler bu kontrollerden en oenemlileridir.